باب: من قال
ليس على
المحصر بدل.
4- "(Hac Veya Umre Yapması) Engellenen Kişinin Kaza Etmesi
Gerekli Değildir" Görüşünü Savunanlar
-وقال روح: عن
شبل، عن ابن
أبي نجيح، عن
مجاهد، عن ابن
عباس رضي الله
عنهما: إنما
البدل على من
نقض حجه
بالتلذذ، فأما
من حبسه عذر
أو غير ذلك
فإنه يحل ولا
يرجع، وإن كان
معه هدي وهو
محصر نحره إن
كان يستطيع أن
يبعث به، وإن
استطاع أن
يبعث به لم
يحل حتى يبلغ
الهدي محله.
وقال مالك
وغيره: ينحر
هديه ويحلق في
أي موضع كان،
ولا قضاء عليه،
لأن النبي صلى
الله عليه
وسلم وأصحابه
بالحديبية
نحروا وحلقوا
وحلوا من كل
شيء قبل الطواف،
وقبل أن يصل
الهدي إلى
البيت، ثم لم
يذكر أن النبي
صلى الله عليه
وسلم أمر أحدا
أن يقضوا
شيئا، ولا
يعودوا له،
والحديبية
خارج من الحرم.
İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre kaza yalnızca hac
esnasında cinsel ilişkide bulunmak suretiyle haccını bozan kişiye gereklidir.
Ancak bir özür vb. sebebiyle haccı engellenen kişi ise ihram'dan çıkar
memleketine döner. Engellendiği sırada yanında hedy kurbanı varsa şayet Kabe'ye
gönderme imkanı yoksa bulunduğu yerde keser. Gönderme imkanı varsa, kurban,
kesileceği yere ulaşıncaya kadar ihramdan çıkamaz.
Malik ve diğer bazıları ise şöyle demiştir: Kişi herhangi bir
yerde hedy kurbanını keser ve saçını kazıtır, kendisine kaza gerekmez. Çünkü
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem ve ashabı Hudeybiye'de iken umre yapmaları
engellendi. Onlar da burada kurbanlarını kestiler, saçlarını kazıttılar, tavaf
yapmadan ve hedy kurbanları Kabe'ye ulaşmadan önce ihramdan çıktılar. Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in herhangi bir kimseye bunu kaza etmelerini
emrettiği de bilinmemektedir. Hudeybiye, harem bölgesinin dışındadır.
حدثنا
إسماعيل قال:
حدثني مالك،
عن نافع: أن عبد
الله ابن عمر
رضي الله
عنهما قال،
حين خرج إلى
مكة معتمرا في
الفتنة، إن
صددت عن البيت
صنعنا كما
صنعنا مع رسول
الله صلى الله
عليه وسلم،
فأهل بعمرة من
أجل أن النبي
صلى الله عليه
وسلم كان أهل
بعمرة عام
الحديبية، ثم
إن عبد الله
بن عمر نظر في
أمره فقال: ما
أمرهما إلا واحد،
فالتفت إلى
أصحابه فقال:
ما أمرهما إلا
واحد، أشهدكم
أني قد أوجبت
الحج مع العمرة،
ثم طاف لهما
طوافا واحدا،
ورأى أن ذلك
مجزيا عنه،
وأهدى.
[-1813-] Nafi'den rivayet edildiğine göre, İbn Ömer, kargaşa döneminde umre
yapmak İçin Mekke'ye doğru yola çıktığında şöyle dedi: "Kabe'ye ulaşmam
engellenirse, Resulullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem ile birlikte olduğumuz
sırada o ne yaptıysa biz de onu yaparız".
Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem Hudeybiye yılında umre için
telbiye getirdiğinden Ibn Ömer de umre için telbiye getirdi. Sonra durumu
inceledi ve "haccın da umrenin de durumu aynıdır" dedi, arkadaşlarına
dönerek "hac da umre de aynı durumdadır. Sizi şahit tutarım ki ben umre
ile birlikte hac yapmaya niyet ettim". Sonra her ikisi için de bir tavaf
yaptı, bu tavafın yeterli olacağını düşündü. Hedy kurbanı kesti.
AÇIKLAMA: Hac veya umre yapması engellenen kişiye
kazanın gerekli olmadığı görüşü, çoğunluğun görüşüdür.
İbn Cerîr (et-Taberî), İbn Abbas'ın buna benzer bir görüşünü,
Ali Ibn Ebu Talha aracılığıyla rivayet etmiştir. Bu rivayette şöyle
denilmektedir: "Şayet söz konusu olan farz hac ise, bunun kazası gerekir.
Farz dışında bir şey ise kaza gerekmez".
Hedy kurbanını Kabe'ye ulaştırılma imkanı bulunduğunda, kurban
Kabe'ye ulaşmadan önce ihramdan çıkılıp çıkılamayacağı konusu sahabe ve
onlardan sonra gelenler arasında farklı yorumlara sebep olmuştur.
a- Alimlerin çoğunluğuna göre, engellenen kişi ister hill
bölgesinde ister harem bölgesinde olsun, hedy kurbanını ihramdan çıktığı yerde
keser.
b- Ebu Hanife şöyle demiştir: Kişi, hedy kurbanını ancak harem
bölgesinde keser.
c- Diğer bazıları ise İbn Abbas'ın burada belirttiği şekilde bir
ayırım yapmışlardır ki güvenilir görüş budur. Alimlerin bu konuda ihtilaf
etmelerinin sebebi, "Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hedy kurbanını
Hudeybiye'de iken hill bölgesinde mi harem de mi kestiği" konusuna
dayanır.
Ata "Hz. Nebi Hudeybiye'de kurbanı harem bölgesinde
kesti" demiş, İshak da bu görüşe katılmıştır. Diğer Megazî alimleri ise
"Hz. Nebi hill bölgesinde kesti" demişlerdir.
Bana (İbn Hacer'e) öyle geliyor ki Buharı "Malik ve diğerleri"
sözünde "diğerleri" ifadesi ile İmam Şafiî'yi kastetmiştir. Çünkü
ifadenin sonunda yer alan "Hudeybİye, harem bölgesinin dışındadır"
sözcüğü İmam Şafiî'nin el-Ümm'de yer alan sözüdür. İmam Şafiî'den rivayet
edilen bir diğer görüşe göre Hudeybiye'nin bir kısmı hill bir kısmı da harem
bölgesinde yer alır. Ancak Hz. Nebi hil! bölgesinde kurbanını kesmiştir.
Nitekim ayette "Onlar, inkar eden ve sizin Mescid-i Haram'ı ziyaretinizi
ve bekletilen kurbanların yerlerine ulaşmasını engelleyen kimselerdir"[Fetih
25] buyrulmaktadır. İlim ehline göre hedy kurbanlarının yeri harem bölgesidir.
Şafiî bir diğer yerde de şöyle demektedir: "Nebi Sallallahu Aleyhi ve
Sellem Hudeybiye antlaşmasının yapıldığı yıldan bir yıl sonra yaptığı umreye
kaza umresi denilmesinin sebebi, bu umrenin kaza edilmesinin farz olduğundan
değil, Kureyş ile Hz. Nebi arasında yapılan antlaşmada bu şekilde yer
almasından dolayıdır".